Dönüş Hazırlıkları


DEPARTURE RECORD

 1. ADIM: KENDİNİZİ HAZIRLAYIN

Yurt dışında bir süre kalanlarından birçoğunun başına gelebilecek en zor şeylerden biri de bu ülkede alıştığı rahatı, yaşam tarzını ve edindiği dostlukları bırakıp geri dönmesidir. Kendi ana vatanı olmasına rağmen Türkiye'ye geri dönmek ve hayata yeniden başlayacak olmak birçok kişiye korku vermektedir. Buna kendinizi aylar önce hazırlamalı, Türkiye'ye dönüşünüzde neler yapacağınız üzerine planlar yapmalısınız. Bu şekilde geri dönme anındaki ters kültür şokunu yenmeniz mümkün olacaktır. Unutmayın ki sadece Amerika’ya gittiğinizde değil Türkiye’ye geri dönerken de tersine kültür şoku yaşayabilirsiniz.

Bulunduğunuz ülkede ister araba kullanmış olun, ister yaya gezmiş olun. Lütfen Türkiye'ye döndüğünüzde trafikte çok dikkatli olun. Şu an size çok komik gelebilir ancak yaya geçitlerinde yola atlayacaksınız ve arabalar durmayacak. Tali yoldan ana yola çıkarken kimse yol vermeyecek ya da tam tersi siz yol verecek ve bir daha yol alamayacaksınız.

Kabullenmek ve mevcut kültür içinde mutlu olmaya çalışmak sizin ruh sağlığınız için gereklidir. Kaldı ki her kültürün iyi ve kötü yanları olduğu unutulmamalıdır.

Bunun yanında orada edindiğiniz arkadaşlıklarınızı kaybetmemeye çalışın ve gitmeden önce mutlaka adreslerini ya da e-mail adreslerini edinin dostluğunuz devam etsin ve böylece yabancı diliniz içinde pratik imkânı bulmuş olursunuz.

 2. ADIM: YANINIZDA GETİRMENİZ GEREKENLER

 Amerika’ya giderken hazırladığınız o evrak çantasına dönüşte de ihtiyacınız olacak. Çünkü gümrükten geçerken geri verilmesi gereken evraklarınız var. Hazırlamanız gerekenler:
·          Pasaportunuz
           Pasaportunuzun içinde Amerika’ ya girerken zımbalanmış olan I–94 kartınız. (lütfen kontrol edin)
·          Uçak biletiniz. (saatini ve tarihini iyice kontrol edin)
·          Boarding pass biletinizi asla atmayın geri döndüğünüzde konsolosluk geri isteyebiliyor.
·          Son maaş çekiniz. Son maaş çekinizi saklayınız çünkü Amerika’da ödediğiniz vergiler size geri ödeniyor ve bunun için son maaş çekine ihtiyacınız olacak.

 3. ADIM: EKSİK BİRŞEY KALMASIN

 Çoğu kişi uzun süre kaldığı yerden ayrılırken geride bazen önemsiz bazen de onlar için çok önemli olabilecek eşyalarını unuturlar. Bunun için odanızı tamamıyla kontrol ettiğinizden emin olun.

·          Size en başından beri verilmiş olan tüm evraklarınızı saklayın ve atmayın.

·          Borcunuz varsa ya da ceza yediyseniz ödemeniz gereken meblağı mutlaka ödeyin. Çünkü bu borçlar Amerikan sistemine mutlaka kaydı oluyor eğer tekrar vize almak isterseniz kesinlikle alamazsınız.

·          Amerika’dayken bankada hesap açtırdıysanız tüm paranızı çekmeyi ve hesabınızı kapamayı unutmayın.
·          Son paycheck’ inizi bozdurun. Çünkü Türkiye’ye geri döndüğünüzde bozdurmak için yüksek komisyon ödemek zorunda kalabilirsiniz.

·          Son paycheck’ inizi almayı sona bırakmayın mutlaka ayrılmadan 1 hafta önce elinizde olsun ve bunu işvereninize haber verin.

·          İşten erken ayrılıp Türkiye’ye erken dönmeyi planlıyorsanız işvereninize mutlaka 2 hafta önceden söyleyin.

·          Emanet verdiklerinizi geri almayı ya da emanet olarak aldıklarınızı geri vermeyi unutmayın!
·          Alışverişinizi tamamlayın. Geri döndüğünüzde keşke alsaydım dediğiniz bir şey aklınızda kalmasınJ


4. ADIM: DÖNÜŞ TAVSİYELERİ 
Havaalanına gidişinizi önceden planlayın. Hangi otobüs ya da hangi araçla nasıl gideceğinizi mutlaka organize edin. Taksi telefon numarası edinin ve daha önceden gidişiniz için fiyatta pazarlık yapın. Kaç kişi olduğunuzu ve bavul sayınızı mutlaka belirtin! Havaalanına 2 saat önceden gidin ve daha öncede söylediğim gibi check-in prosedürünü uygulayın. Asla ve asla yabancılardan bilmediğiniz bir şeyi emanet almayın. Ayrıca mutlaka bavul ağırlığınızı ve miktarını kontrol edin. Fazla bagajdan 100–150$ kadar para ödemek zorunda kalmayın.Türkiye'ye HOŞGELDİNİZ!!!

Work and Travel Başkent'i : New York

NewYork,ismini andığım zaman bile bana ayrı bir his katıyor,yaşadıklarım dün gibi aklımda ve tek tek bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyorNeyse ben gittim diye bencillik etmeyeyim ve gitmeyi düşünenlere elimden geldiğince New York’u biraz tanıtayım.Work and Travel’ın son durağıdır.Öğrenciler burada daha çok Travel aşamasını gerçekleştiriyorlar ve en az 1 haftalık sürelerini burada geçiriyorlar.(Benim gibi w&t mağdurları hariç tabi,1 ay a yakın kalmıştım)..

New York diğer ABD şehirleri ile kıyaslandığında oldukça pahalı bir şehirdir.Watçılar için geçinilmesi zor bir eyalettir.Zaten yapılan araştırmalar ve istatistikler New York'u dünyanın en pahalı şehirlerinden biri olarak karşımıza çıkardı.

New York, (İngilizce resmi adı:The City of New York)) Amerika Birleşik Devletleri'nin nüfus bakımından en büyük kentidir. Yüzyıldan fazladır dünyanın en önemli ticaret ve finans merkezlerinden biridir. Şehir, medya, politika, eğitim, eğlence ve modadaki küresel etkilerinden dolayı bir dünya şehri olarak kabul edilmektedir. Birleşmiş Milletler Genel Konseyi binasına ev sahipliği yaptığından dış ilişkiler için de çok önemli bir merkez durumundadır. Fakir semtlerinde ise çok sayıda işsiz ve evsiz yaşar.

New York, bir göçmen kentidir. Kentte yaklaşık 170 ayrı dil konuşulmaktadır ve her üç kişiden biri ABD dışında bir ülke doğumludur.Bu yüzden hemen hemen her ülkenin insanıyla konuşma ve tanışma imkanınınz var.Böyle bir tecrübeyi başka bir yerde edinemezsiniz.Dünya turu yaparsanız belkiJ.İngilizce çeşitli aksanlarla konuşulur. İngilizce’nin yanı sıra İspanyolca, Little Italy (Küçük İtalya) semtinde İtalyanca, China Town’da (Çin mahallesi) Çince konuşulur.Benden size tavsiye sakın Çin
Mahallesi'ndekaybolmayın ne kadar derdinizi anlatsanızda onlar çok iyi İngilizce bilmediği için yardım alamazsınızJSon yıllarda Türk öğrencilere çok sık rastlanmaktadır.Bu durumu kendiniz için bir şans olarak görebilirsiniz.İnanın bazen kendinizi yurdunuzdaymış gibi hissedebiliyorsunuz.

New York beş bölüme ayrılmıştır: Manhattan, Brooklyn (Kings Country), Queens (Queens Country), Bronx ve Staten Island (Richmond).8,2 milyon nüfusuyla New York, Amerika'da nüfus yoğunluğu en büyük olan şehirdir. Çevre banliyöleriyle birlikte New York metropolitan bölgesi 21 milyonluk nufusa sahiptir ve dünyanın en kalabalık yerleşim bölgelerinden birini oluşturur.
New York’ta 24 saat açık olan metrosu ve yoğun trafiği sebebiyle  Hiç Uyumayan Şehir olarakta  adlandırılır.Günün her saatinde insanlarla karşılaşmanız mümkün.Özellikle Times Square her zaman diliminde canlılığını koruyor ve her geçen saat ayrı bir güzel oluyor.

Kesinlikle gidip görmeniz gereken yerler ise; başta Özgürlük heykeli, Empire State Binası, Central Park ve Times Meydanı, Modern Sanat Müzesi, Guggenheim Müzesi ve Modern Tarih Müzeleridir.Gökdelenleri, caddeleri, lokantaları, alışveriş merkezleri ve insanlarıyla, New York turistleri cezbetmektedir.

Kenti yılda yaklaşık 45 milyon turist ziyaret eder.(Geçen sene 45 milyondan biride bendimJ) Genellikle gidilen yerler Empire State Building, Times Square, Brooklyn Köprüsü, Broadway, Metropolitan Museum of Art, MoMa, Bronx Hayvanat Bahçesi ve Madison Avenue'da bulunan alışveriş merkezleridir. Ayrıca Halloween Parade ve Tribeca Film Festivali turistlerin ve Amerikalıların ilgisini çeken kültür olaylarıdır. Central Park, ABD'nin en çok ziyaret edilen parkıdır. New York'un yemek kültürü çok geniştir.Her ülkenin kendine özgü yemeklerini bulabilirsiniz.Merak etmeyin buna türk yemekleride dahil.

New York’ta Cafeler,Oteller ,Fast - Food işleri,Bağımsız işler ( Satış, Organizasyonlar ) gibi yerlerde çalışabilirsiniz.Özellikle erkekler ehliyet alarak pedicab driver olarak çalışabilirler.

En son gidecekseniz ama iyiki en sona bırakmışım diyeceksiniz.Tüm sorunlara ve olumsuzluklara rağmen iyiki bu programa katılmışım dedirtecek bir şehirdir New York.
Unutmayın Bu Şehir Hiç Uyumaz!!!!!!!!!

Yaşanacak Sorunlar ve Tavsiyeler

               Başlangıç olarak Kültür şoku, Amerika’daki ilk günlerinizde yaşayacağınız kaçınılmaz bir gerçektir. Bu dönemde; gözlem yapmalı, soğukkanlı olmalı, uyum göstermeye çalışmalı, gördüklerinizi yadırgamamalı ve çevrenizde kültür şokunun etkisiyle agresif davranışlarda bulunmamalısınızJDaha sonra sizde ister istemez o kültüre sahip oluyor ve onlar gibi davranıyor olacaksınız bundan şüpheniz olmasınJ Amerika’daki ortamınızdan, ancak belli bir uyum sürecini atlattıktan sonra, keyif alabileceğinizi aklınızdan çıkarmayın ve lütfen sabırlı olun;)
                                                                                                                   
              İkinci olarak tabi ki iş,adı üstünde WORK and travel… Büyük paralar kazanmayı hayal ederek ABD yolculuğuna çıkmayın ve ABD’de kimi aksilikler yaşayabileceğinizi unutmayın.Örneğin işten çıkarılabilir bırakın hayal ettiğiniz parayla Türkiye’ye dönmeyi borçlu bile çıkabilirsiniz.İşinizi ciddiye almalı ve sorumluluklarınızı yerine getirmeniz gerekir.Çünkü işveren sizin hangi programla ve ne amaçla Amerika da bulunduğunuza bakmaz ve sizden doğal olarak iyi bir performans bekler.Unutmayın mesai ve ücret farklılıkları bu kriterlere bağlı olarak değişebilir.Eger yeterli verim alamazsa sizi gerçekten işten çıkarabilir.Kendi başınıza iş bulma imkanınız tabi ki var ama % 1 ihtimal diyebilirim o yüzden siz siz olun işinizi aksatmadan yerine getirinJ

            Üçüncü olarak benimde büyük bir sıkıntı çektiğim konaklama; Çalışacağınız işletmeyi seçme aşamasında, iş detaylarında konaklayacağınız yerin genel özellikleri anlatılmaktadır. Konaklayacağınız yerlerde, yıldızlı otel veya kendi evinizdeki rahatlığı bulamayabilirsiniz ki büyük bir olasılıkla bulamayacaksınızJAncak konaklayacağınız yerlerde sizlere, standartları belli bir konfor sunulacaktır.

             Dördüncü olarak yemek; Amerika’daki yemek kültürü genel olarak hazır ve çabuk yiyecekler üzerine kurulu olduğundan, Amerika’ya gidenler bu konuda sıkıntı yaşayabilirler.Eğer yemek yapma konusunda beceriniz yoksa yada o imkan size sunulmuyorsa, bulunduğunuz bölgedeki Türk restoranlarını araştırmanızı tavsiye ederim.Ayrıca yakınlarda Wallmart market varsa ordan aklınıza gelebilecek her türlü yiyecek içecek bulabilirsiniz.(Not:Gerçekten alışveriş için çok ucuz bir mağaza).
             Beşinci olarak alışveriş; Amerika’ya gidişinizde, ilk maaşınızı almanız zaman alabilir. Aldığınız ödeme çekinde sorun yaşayabilirsiniz. Paranızı dikkatli harcayın, bir şey satın almak istediğinizde tüm paranızı kullanmayın.Ancak bu sıkıntıları atlattıktan sonra alışverişe start verebilirsiniz.Aradığınız her türlü ürün ve eşyayı birçok farkli mağazada bulabilir, doğru zamanda doğru yerde olursanız inanılmaz fiyatlarla alışveriş yapabilirsiniz.Amerika daki her şeyi hem pahalı, hem de ucuza bulabilirsiniz.
Amerika daki Walmart, Kmart, Lowes, Sears, Best Buy  gibi büyük mağazaların clearance (indirim) kısımlarında daha önceden geri getirilmiş malları çok ucuz fiyata bulabilirsiniz. Ayrıca display olarak sundukları elektronik ve ev eşyalarını yeni modeller geldiğinde çok ucuza elden çıkarıyorlar.Türkiye’de iken çok pahalıya aldığımız marka kıyafetleri tjmax veya marshalls gibi mağazalardan dan yarı fiyatına alabilirsiniz.Hatta buralardaki clearance kısmında dörtte bir fiyata bulabilirsiniz. Ayrıca Türkiye’de popüler olan birçok giyim mağazasının outlet merkezlerinde      ( Tommy Hilfiger, GAP, Abercrombie and Fitch etc.) en beğendiğiniz ürünleri neredeyse yarı fiyatına alabilirsiniz. Eğer çevrenizdeki bir büyük mağazanın kapanacağını duyarsanız kaçırmayın, genelde her şeyi onda biri  fiyatına kadar ucuza alabilirsiniz.
             
             Altıncı ve son olarak eğlence; Beyzbol Amerikalıları birleştiren en büyük eğlencelerden birisidir. Bir beyzbol maçına giderseniz Amerikan kültürüyle ilgili başka hiçbir yerde öğrenemeyeceğiniz kadar çok şey öğrenirsiniz.
Araba kiraları çok ucuz olduğu için araba kiralayıp istediğiniz eyaletlere gidip kendinize eğlence yaratabilirsiniz.Yada gece hayatını eşsiz bir şekilde yaşayabilirsiniz.Disco ve barlar yeterince mevcut.Her gece bir mekana gitseniz,hepsini görmeye W&T süreniz yetmezJ

Para Babası PEDİCAB

Pedicab,'bisiklet taksi' anlamina gelen hatta müşterilerede "Bike Taxi" diye seslendiğimiz:)genellikle turizm amacli kullanilan, arka iki tekerleğin üzerinde bulunan koltukta yolcu tasinilan, üç tekerlekli bisiklet...
Manhattan da aksayan toplu taşımacılık sistemini rahatlatmak için ortaya çikan pedicab olayı, zaman içinde oldukça yol katederek bugün büyük bir sektör halini almıştır. Yaz ayları ve Christmas zamanı mevcut taxi sayısının talebi karşılayamaması ve Central Park içerisinde Fayton taşımacılığına bir alternatif olması pedicabi, Manhattan ın vazgeçilmezi haline getirmiştir.
Bu iş için pedicab ehliyetinizin olması gerekir.Pedicab ehliyeti almak icin; Türk ehliyetiyle konsolosluğa başvurup, ehliyeti translate (tercüme) ettirmek ve bu belgeyle 42 Broadway deki DCA bürosuna başvurmak yeterli.Pedicab ehliyetini 1 ile 2 hafta içinde adresinize gonderiyorlar.
21 Kasım 2009 itibari ile sigortasız, plakasız pedicab ile çalışmak veya çalıştırmak çok büyük cezalara tabi tutuldu. Ayrica ehliyetsiz pedicab kullanmak yasaklandı. Sigortalanan ve seri numrası alınmış her pedicab, yetkililer tarafından muayeneden (fren aksamı, emniyet kemeri, ışiıklar, vs) geçirilerek bir seri numarasıyla fikslendi. Her pedicab in fiyat listesini görünen bir yere asması mecbur kılındı.Fiyat listesini asmayıp yada astığı halde göztermeyip müşterileri kazıklayan çakallarda var tabi:)Şu an itibariyle yanilmiyorsam 1000 küsür pedicab plaka aldı ve bundan böyle daha fazla pedicab yeni plaka alamayacak...
Çalışmaya başladığınız ilk hafta yorgunluktan uyuyamayacağınız,ağrıdan sızlayacağınız,ancak daha sonra alışacağıniz,sizi redbull bağımlısı yapan, bir çok insanla tanişabileceginiz(Buna zaman zaman ünlülerde dahil), çalıştığınız şehirde kaldırımların bile sekillerini ezberleyeceğiniz özellikle New York'ta ve kısmende olsa San Diego da ciddi anlamda çok sağlam paralar kazandıracak olan ve gün geçtikçe dahada cazip bir iş haline gelen bir meslek.Amerikada 6-10 yıl önce başlayan bu furya bu aralar Avrupayi da sarmiş durumda ve özellikle Barcelona,Berlin, Paris gibi şehirlerde gün geçtikçe sayısı artmaktadir.

Üniversite okuyan ülkemin genç neslinin New York ta insan taşımak vasıtasıyla giriştiği para kazanma yolu olan pedicab,çalışma saatleri ve ağırlığının, kazanılan parayla doğru orantılı olduğu düşünülünce ve özellikle turistlere hitap eden bir iş olduğundan, sonunda iyi para bırakan bir iştir.Hele bırakılan bahşişler genelde almanız gereken ücretten fazla olduğu için bu işten yüksek kazanç sağlamamak imkansız gibi birşey:)Öyle günler oluyor ki belli bir süre işe çıkmasanız bile çok rahat geçiminizi sağlayabilirsiniz.Tabi çok nadirde olsa maddi anlamda kötü diyebileceğiniz günlerde oluyo ama buda gayet normal her gün turist sizin bisikletinize binecek değil ya...
New York ta özellikle meşhur Central Prak ta bu bisikletlerden sıkça görebileceğiniz gibi,San Diego da Downtownda da bu bisikletlere raslayabilirsiniz.İşin ilginç tarafı her iki şehirde de bu işi yapan insanların büyük çoğunluğunun biz Türklerin olmasıdır.:)Eğer bunu yüzdeye vuracak olursak size bu işi yapanların %90'ı Türk diyebilirim.
New York ta master hayalini gerçekleştirmek isteyen çoğu öğrenci  gerek zaman sıkıntı olmadığı için gerekse kazanç yüksek olduğu için pedicabi tercih ediyor.Eeee New york ta yaşamış biri olarak oranın ne kadar pahalı olduğunu biliyorum o yüzden her iş sizin geçiminizi sağlamaz...
Amerika da yüksek kazanç sağlamak ve çok turist tanımak isteyen,bisiklet sürmeyi seven ve hobi olarak gören pedicabçiler için ideal bir iş diye düşünüyorum

Work and Travel İşleri


Work and Travel Programlarına katılan adaylar hangi şehirde çalışacaklarını belirledikten sonra, ikinci derecede önemli olan unsurun yani çalışılacak sektörün tayin edilmesi gerekmektedir. Profesyonel anlamda Work And Travel ajansı olarak hizmet veren birçok kurum, daha öğrenciler Amerika’ya ayak basmadan çalışacakları iş yerlerini belirleyebilmektedir.

İş seçimi yaparken en çok dikkat edilmesi gereken husus ise çalışılacak işyerinin İngilizce konuşmaya ne kadar müsaade ettiğidir. Zira Work and Travel programına dahil olacak kişiler İngilizce pratik yapmak amacı güderler.

Work and Travel programına başvurusu yapan hemen hemen herkesin aklına gelen ilk soru “Amerika’da ne iş yapabilirim?” şeklindedir. Yapılacak olan işlerin amacı sadece masrafları karşılamak olarak değerlendirilmeli ve asıl amaç Amerikan kültürünü tanıyıp, İngiliz dilini pratik olarak kullanmayı geliştirmek olmalıdır. Bu bağlamda insanlarla sürekli diyalog kurulabilecek işler tercih edilmelidir. “Work and Travel başvurusu” kabul edilen kişilerin çalışması gereken işlerin ne olduğu ve içerikleri hakkında bilgiler vermem sanırım size daha yardımcı olacaktır.





Work and Travel İşleri


Amusement Park Attendant: Eğlence merkezi olarak adlandırılan yerlerde bilet satışı, stant sorumluluğu gibi işleri yerine getiren kişilerdir. İnsanlarla sürekli diyalog halinde olunması gerektiği için tercih edilebilir.

Fast Food Server: Fastfood ürünleri satan dükkanlarda satış görevlisi olarak çalışmak anlamına gelir. Diyalog gerektirdiğinden dolayı tercih edilmesi gereken işler arasındadır.

Housekeeper: Hafif temizlik işleri, otel odalarının genel temizlik düzeyinin sağlanması yapan kişilerdir.İngilizcenizi geliştirmemekle birlikte en son tercih etmeniz gereken iştir.

Lifeguard: Havuz veya plajlarda gözetmen olarak çalışmak, etrafı kontrol etmektir.Her anlamda tercih edilmesi gereken bir iştir.

Pedicab Driver: Turizm amaçlı kullanılan üç tekerlekli yolcu bisikleti sürücülüğü yapmaktır.İngilizce geliştirmek için en verimli iştir,tercih edilmelidir.

Photographer: Fotoğraf çekimiyle ilgilenen kişilerdir.Fazla iletişim imkanı olduğundan tercih edilebilir.








Work and Travel Fiyatları

Kısaca “WAT” olarak da adlandırılan Work and Travel programı uzun yıllardır Türk üniversite öğrencileri için oldukça cezbedici ve talep gösterilen bir program olmuştur. Her sene sonunda Amerikan Konsolosluğu tarafından yayınlanan verilere göre Türkiye uzun yıllardır en çok öğrenci gönderen ülkelerin başında gelmektedir ve Türk öğrencileri bir anda Amerika’dan  nefret etmezse bu durum uzun süre daha aynı şekilde devam edecektir.:) En azından, şimdilik öyle görünüyor diyebiliriz.


Work and Travel programına katılmak isteyen öğrencilerin akıllarına takılan, merak ettikleri konuların başında Work and Travel prgoram ücreti gelmektedir. Kabaca söylemek gerekirse Work and Travel ücretleri ikiye ayrılmaktadır : “Full Placement” ve “Self Placement”.

Full Placement‘da, bütün işleri şirket sizin adınıza halleder, tam anlamıyla bir danışmanlık hizmeti satın alırsınız yani. Şirket size vize görüşmesi, uçak bileti, Amerika’da iş yerleşmesi vs. gibi tüm konularda akif rol oynar ve size yardımcı olur. İlk defa Work and Travel programına katılacak öğrenciler genellikle Full Placement programı tercih etmektedir. Work and Travel Full Placement ücretleri bu sene 1350-1500$ arasında değişmektedir.

Self Placement ise, kısaca şirketin size Amerika’ya girişinizde ihtiyacınız olacak J1 vizesi için yardımcı olmasıdır. Self Placement seçen öğrenciler şirketten sadece J1 vizelerine temin ederler. Vize görüşmesi, pasaport, uçak bileti, Amerika’da çalışacakları iş gibi tüm konular öğrencinin kendisine kalmıştır. Genel olarak Self Placement program daha önce Work and Travel’a katılmış, ikinci veya üçüncü defa giden öğrenciler tarafından tercih edilmektedir. Self Placement program ücretleri, 900-1000$ arasında değişmektedir.

İstediğiniz paketi seçmek size kalmıştır tabi ki, ancak ilk defa Work and Travel programına katılacak öğrenciler için “Full Placement” paketini almaları tavsiye olunur; aksi halde sıkıntı yaşamları daha büyük bir ihtimal olacaktır. Ayrıca bunların yanında bazı WAT Firmaları uçak bileti, pasaport bedelleri gibi ekstra nitelikler içeren paketler yapmakta ve bunları değişik bedellerle öğrencilere sunmaktadır. Daha detaylı bilgi almak için direkt firma yetkilileri ile görüşebilir veya firmanın websitesini ziyaret edebilirsiniz. Birçok Work and Travel danışman şirketi “fiyat politikasını” websiteleri üzerinden yayınlamaktadır.

Work and Travel Vize Görüşmesi

Work and Travel programı ile yaz tatilinde Amerika’ya gitmek isteyen öğrenciler için en büyük engellerden birisi de yetkili kurum olan Amerikan Konsolosluğu’nda yapılan “Vize Görüşmesi“dir. Her ne kadar Work and Travel programı ile ilgili olan bir çok öğrenci bu konu hakkında tanıdıkları, arkadaşları veya irtibatta oldukları Work and Travel danışman şirketleri vasıta vb. ile az – çok bilgi sahibi olsada, yinede buradan daha detaylı Work and Travel vize görüşmesi sürecini kısaca bir kez daha anlatıp, öğrencilerin kafasındaki soru işaretlerini silmenin faydalı olacağına inanıyorum.

Bilmeniz gereken şey, Amerika vizesi almanın zor bir şey olmadığı, hatta kesinlikle çok basit bir şey olduğudur, tabi not ortalamanız (GPA)  2.00'ın altında değilse! Kısaca ifade etmek gerekirse vize görüşmesi, yetkili bir Amerikan vatandaşı ile maksimum 2-3 dakika konuşarak onu, sizin en azından temel düzeyde de olsa İngilizce iletişim kurabilme yeteneğinizin olduğunu ispat etmeye çalışmaktır.

Kısaca vize görüşmesine giden süreç şu şekilde işler; Work and Travel ile Amerika’ya gideceğiniz danışman firmanız sizin uygun olduğunuz bir gün ve saat için Amerikan Konsolosluğun’dan vize görüşmesi randevusu alır. Belirtilen tarihte ve saatte görüşmeye gireceğiniz Amerikan Konsolosluğu’nda olursunuz. (Örneğin, İstanbul – İstinye) Detaylı bir aramadan geçtikten ve üzerinizde herhangi bir zararlı madde bulundurmadığınızdan emin olunduğundan sonra içeri alınırsınız ve yukarı çıkarsınız. Burada vize görüşmesi için kayıt yaptırır ve sıra alırsınız. Sıranız geldiğinde görevli memur sizin parmak izinizi alır ve bir kez daha sıra verir size. Artık oturup, önününzdeki ekranlardan numaranızı takip etmeye başlarsınız, tıpkı bankada para yatırmak için sıra bekler gibi. Sıra size geldiğinizde yerinizden kalkar ve hangi memura yönlendirildiyseniz ona gidersiniz ve elinizdeki belgeyi ona verirsiniz.

Sıra geldi yetkili memur ile diyalog kısmına. Genellikle memur sizi sıcak bir gülümseme ile karşılar. Adınızı sorar, okulunuzu, bölümünüzü vb. bilgiler sorar. Daha sonra kısa bir muhabbet geçer aranızda, size sorular sorar memur, örneğin “Hangi takımı tutuyorsun?” “NBA takip ediyor musun?” “Daha önce hiç yurtdışına çıktın mı?” “Neden Amerika’ya gitmek istiyorsun?” vb. şekilde. Genellikle bu konuşmalar günlük diyalog şeklinde olmaktadır. Ve siz de buralarda; çat-pat da kendinizi ifade edebilirseniz, çekinmeden size vizeyi verecek ve “iyi tatiller” dileyerek uğurlayacaktır sizi.

Bu kadar basit işte, gözünüz korkmasın. Ayrıca, bazılarının sakız gibi diline doladığı not ortalaması, vize görüşmesinde “direkt” reddedilme sebebi değildir, tabi çok çok düşük değilse not ortalamanız.

Dipnot : Türkiye’de 4 ilde, İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana‘da Yetkili Amerikan Konsoloslukları bulunmaktadır. Websitesinden daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
http://turkey.usembassy.gov